Hamas'ın askeri kanadı Kassam Tugayları, 7 Ekim'de işgal rejimine "Aksa Tufanı" isimli geniş kapsamlı bir operasyon başlatmıştı.
İsrail rejiminin Gazze'de saldırısının yankıları sürerken çatışmalar da 18. gününe girdi.
Peki İsrail'in Gazze'ye olası kara saldırısının sonuçları ne olacak?
Mehr Haber Ajansı, Gazze'deki son gelişmelerle ilgili İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Rektörü Yaşar Hacısalihoğlu ile Skype üzerinden bir röportaj gerçekleştirdi. Aşağıdaki yazıda bu röportajı okuyabilirsiniz:
1- İsrail, askeri operasyonları durdurmanın yeni şartını, tutukluların serbest bırakılması ve Hamas'ın teslim olması olarak açıkladı. İsrail'in Hamas'ın reddedeceğini bilmesine rağmen neden bu şartı önerdiğini düşünüyorsunuz?
İçeride özellikle de rehinelerin ailelerinin başını çektiği bir tepki var. Hatta dün Tel Aviv'de “Netanyahu'yu alın rehineleri bize verin” sloganları atıldı. Yeni geçen haberde de İsrail'in rehineleri kurtarma amaçlı kısıtlı bir operasyon haberidir. Bunun tabii başından beri konuşulan kapsamlı harekat denilen sürecin bir parçası olarak da görmemek gerekiyor. Çünkü bu konu ile ilgili İsrail'in titizliği var. Gazze'nin üstü tamam da altından kaygı büyük. Dolayısıyla evet İsrail’in asıl amacı Hamas'ı çökertmek, Gazze'yi insansızlaştırmak ve bu bölgeye el koymak. Bu cok açık.
Dolayısıyla bunu da çok kolay yapamayacığını biliyorlar. Sonuç itibari ile Gazze'nin her milimetrelik alan bir cepheye dönüşmüş durumda olacağı farkındalar. Hiç kuşkusuz İsrailliler bundan sonrası için daha büyük kayıplar vermemek üzere de bir plan içerisindeler. Bir kara harekatının aynı zamanda stratejik ve siyasi sonucları olacak. Bu hem cepheyi hem savaşı daha da büyütebilir. Meseleye Hizbullah'ın Suriye'nin hatta İran'ın dahil olması ve aynı zamanda bu noktada da Rusya ve Çin'in de arka planda olsada daha aktif pozisyon alabileceği hesabı yapılıyor. ABD’yi de bir parça durduran ve tedirgin eden bu meseledir zaten. Biden'ı da zaten bir gel git içerisinde olduğunu görüyorum. Biden önce Gazze işgalinin yapılmamasını söylemişti sonra işgal altındaki topraklara geldi. Orada tabii korkunç bir görüntüydü aslında. Yani hastane katliamından sonra Tel Aviv de Netanyahu ile öyle bir fotoğraf vermesi insanlık adına utanç vericiydi.
Ama sonuç itibari ile bu meselenin bölgeye yayılması ve giderek bunun küresel çatışmanın oluşması riskini de yönetebilip yönetebilmeyeceklerinin hesabının içindeler. Çünkü çok açık Amerika’nın küresel ortamı domine etmek gücünde ciddi bir aşınma var bu aşınmayı da bir çok yerde durdurabilmiş değil. Amerika birçok yerde yenilgiyi tattı. Afganistan'da Irak'ta; Yaşadıkları ortada. Buna hazır bir Kamuoyu da yok aslında. Gazze'deki bu soykırımın Amerika’da yüreklerinde vicdan taşıyan herkese dalga dalga yayılacağını da görmek gerekiyor. Bu tabii kirli ajandaları bunu biraz bastırabilecek. Onlar için önemli olan seçimdir. Tepkilerin sonuç alacağı yer seçimlerdir o açıdan İngiltere de Avrupa da yani İsrail'in koşulsuz yanında yer alacağını diyenlerin insanlık adına işlenen bu büyük suçun yanında yer alanların kendi halkları tarafından nasıl cezalandırılacakları seçime ilişkin nasıl bir yansıma olacağını hesap etmek zorundalar.
Ama sonuç itibari özellikle Netanyahu’nun saldırı kararı 11 Eylül meselesi gibi. Nasıl Irak'ın sahteliklerle işgal edilmiştir Netanyahu da büyük İsrail projesi altında parçalanmış Irak, Suriye, Türkiye ve hatta mümkünse parçalanmış İran en önemli hedefidir. Bu emperyalist bir projedir. İsrail de epmeryalismin en şımarık çocuğudur. Emperyalizm böyle kritik noktalarda bazı tampon coğrafyalarda yerleştirdiği karakolları ile de iş görmek ister. Bunlardan bir tanesi Ermenistan'dır. Ermenistan'ın yoksul halkı onarın umrunda değil ve bu ülkeyi karakol gibi kullanmak istemektedirler. Bir tanesi Yunanistan’dır. Bugün giderek üstler coğrafyasına dönüştürüp Doğu Akdeniz'de kurmak istedikleri yeni sömürge jeopolitiğin bir parçası yapmak istemektedirler ve İsrail tabii en önemli karakollarıdır. 1986 yıllarında Biden daha senatorken “İsrail olmasaydı biz yenisini icad ederdik" demişti. Geçenlerde Tel Aviv'de de gel git aklımla bunu tekrarladı. Yani Amerika diyor ki burası bizim karakolumuzdur.
2- İsrail rejimi Gazze'ye kara saldırısına hazırlanıyor. Gazze'deki tünellerin varlığını dikkate alındığında teknik açıdan İsrail'in olası saldırısının nasıl bir sonucu olabilir?
Bu harekatın İsrail için büyük bir yıkımla sonuçlanması çok güç. Yani hep süre veriyorlardı işte cuma yapacağız, pazar yapacağız falan söylüyorlar. Bu işin rahat olmadığı çok açık. O nedenle planı devreye sokuyorlar. İsrail içerisinde de ciddi bir bölünme var. Ordu icerisinde de var. Hamas ta eski Hamas değil, sınırlı da olsa bir takım geliştirdiği teknolojisi var. Roketler ve drone'lar gibi silahlarla daha da güçlendirmiş kendini. Bunlarla birlikte bir haklılığın gücü var. Büyük bir öfke var. Ben her zaman şuna inanmışımdır en önemli güç haklılığın verdiği güçtür. Bizim isteğimiz oradaki soykırımı durdurulmasıdır.
Tünellerle birlikte meskun mahal çatışmalarında buraya girecek olan bir ordunun nerede neyle karşılaşacağı bilinmemesi de en büyük meseledir. Mayınlamasından tuttu yıktıkları binaların cephe hattına dönüşmesi hepsi İsrail'i tedirgin ediyor. Zafer her zaman inananlarındır.
"Mursi döneminde İtalyan bir firma Akdeniz’de ciddi enerji yatakları olduğunu anlamıştı ama açıklamadı. Adeta darbe sonrası beklenildi. Gazze açıklarında da böyle bir zengin kaynaklarında olduğu çok açık. Bu harekatın nedeninin bir parçası da budur."
3- Bazı uzmanlara göre, Gazze açıklarında Doğu Akdeniz'de cok zengin hidrokarbon yatakları var. Natanyahu Gazze’yi işgal etme istemisinin amaçlarından beri de budur. Hatta Avrupa Birliği de Rusya'ya mahkum olmamak için Doğu Akdeniz'deki yeraltı zenginliklerinin önemsediği için İsrail'e açıktan destek veriyor. Sizin değerlendirmeniz nedir?
Buna katılıyorum. Doğu Akdeniz'de yükselen ve özellikle de doğalgaza yönelik enerji jeopolitiğini kendilerine müzahir hale getirebilecek. Buna ben sömürge jeopolitiği diyorum. Doğu Akdeniz'de hangi kıyı ülke varsa hepsine el atmaya çalıştılar. Arap Baharı Tunuslu seyyar satıcının kendini ateşe vermesi yoksulluğa karşı isyan etmesi ile başladı ve dalga dalga diğer ülkelere dağıldı. Mısır, libya ve Suriye'deki olanlar Rusya'nın enerjisine karşı bir alternatif bulmak için yaşatıldı.
Mursi döneminde İtalyan bir firma Akdeniz’de ciddi enerji yatakları olduğunu anlamıştı ama açıklamadı. Adeta darbe sonrası beklenildi. Gazze açıklarında da böyle bir zengin kaynaklarında olduğu çok açık. Bu harekatın nedeninin bir parçası da budur. Yani İngiltere ve Amerikan’ın dünyanın en büyük uçak gemilerinin Akdeniz'e gelmesi de önemli mesele. Oysaki Sayın Erdoğan'ın çağrısı Akdeniz'deki kaynakların adilce uluslararası hukuka göre belirlenmesi. Ama buna emperyalizmin kuklaları hiçbir şekilde yanaşmadı.
Şunu da belirtmek isterim kısa bir süre önce centcom başkanı Suriye'ye gelerek PKK ve YPG ile birlikte tatbikat yaptı. Bu tatbikatın Türkiye'ye karşı yapıldığı belli. Çünkü tatbikat düşmana karşı yapılır. O açıdan PKK ve YPG'nin de devreye gireceğini düşünüyorum. Dolayısıda hedeflerden biri Türkiye'dir. Türkiye de bunun farkındadır. Doğu akdeniz'deki yataklar Irak ve Suriye'yi bir mıknatıs gibi kendine çekmiştir. Bu nedenle bu iki ülkeye kör düğümler atılmıştı.
yorumunuz